26 Şubat 2014 Çarşamba

Kitap Yorumları #4 | Aimee Bender - Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü


Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü, oldukça farklı bir konuya sahip. Anlatımı, kurgusu inanılmaz başarılı. Doğaüstü olaylar hikayenin temelini oluşturuyor ama yazar öyle bir anlatmış ki sanki yaşamın içinden her gün gördüğümüz olaylar gibi hissettiriyor.

Bu kitapla ilgili en belirgin kısım ise içerisinde barındırdığı hüzündü. Okurken, ilk sayfasından itibaren öyle büyük hüzün kapladı ki içimi kitabın son sayfasına gelene kadar bitmedi bu hüzün. Bir an önce okuyup bitirmek ve hüzünden kurtulmak istedim. Yazar hüznü her bir kelimeye işlemiş. Mutluyken alıp okuyun, mutsuz oluyorsunuz birden. En azından bende öyle oldu.

Dram tarzındaki romanlardaki hüzün gibi değil ama bu. Dram tarzındaki romanlarda hüzün belli bir olaya dayalı oluyor. Bu kitapta herkes, her şey hüzünle kaplı. Tek bir mutlu karakter bile yok. En çok üzüldüğüm Rose'un babasıydı.

Okuyup okumamak size kalmış. Farklı bir tarz denemek istiyorum diyorsanız okuyun tabii ama hüzne hazırlıklı olun.

Keyifli okumalar,

Ruby Sue

*fotoğraf alıntıdır

22 Şubat 2014 Cumartesi

Kitap Yorumları #3 | Sarah Jio - Yağmur Sonrası






Bir Sarah Jio romanı daha...

Öyle güzeldi ki! İçeriğini anlatıp spoiler vermek istemiyorum ama mutlaka okumalısınız. Böğürtlen Kışı ve Mart Menekşeleri'nden daha hüzünlü bir kitap. Gözyaşları içerisinde okudum son sayfalarını. Sürükleyici olduğu için bir kaç saat içerisinde bitirebileceğiniz bir kitap.

Eğer hangi kitaba başlasam diye tereddüt içerisindeyseniz ve kafa yormayan bir kitap olsun istiyorsanız mutlaka okuyun! :)

Keyifli okumalar!

Ruby Sue

*fotoğraf alıntıdır

7 Şubat 2014 Cuma

Kitap Yorumları #2 | Sarah Jio - Mart Menekşeleri

Sarah Jio'dan kafanızı yormayan, içinizi sıcacık eden, belki biraz hüzünlendiren ama çokca şaşırtan bir kitap daha...

Bu kitabı da çok beğendim. Saatler içerisinde bitirdiğim sürükleyici bir kitaptı. Böğürtlen Kışı'nda bahsettiğim, "Bu kadarı da olmaz artık!" dedirten tesadüfler az da olsa vardı. Sonu şaşırtıcıydı ama tahmin edilebilir bir sondu benim için.

Bu kitapta en sevdiğim detay, Böğürtlen Kışı'nda bir iki sayfalığına görünen bir karakterin başından geçenlerin anlatılmasıydı. Yazarların sonraki kitaplarına, önceki kitabından karakterleri davet etmesine bayılıyorum. Ben kitaptaki karakterlere hemen bağlanan biriyim. Bunun için başka bir kitapta o karakteri görünce eski bir dostumu görmüş gibi seviniyorum, başına neler gelmiş öğreniyorum...

Dan Brown ve Ahmet Ümit gibi her kitapta aynı karakteri kullanmaktan bahsetmiyorum. Bir kitapta karakterin başından geçenleri okuyorsunuz, ötekinde kısacık da olsa neler yapmış olduğunu öğreniyorsunuz ki bu çok güzel bence. Bunu en çok gördüğüm yazar, Maeve Binchy idi. En sevdiğim yazar, yeri asla doldurulamaz.

Beş farklı kitabında beş farklı olay anlatıyorsa, altıncıda hepsinin bir arada olduğu bir hikaye anlatıyor. Karakterlerin hayatının gidişatını görüyor, mutlu oluyorsunuz. Ah öyle çok özledim ki Maeve Binchy okumayı, en kısa zamanda yeniden okumak istiyorum...

Özetle, kolay okunabilir, sizi mutlu edip aynı zamanda yer yer şaşırtacak bir kitap arıyorsanız, Mart Menekşeleri'ni okuyun lütfen :)

Keyifli okumalar!

Ruby Sue

5 Şubat 2014 Çarşamba

Kitap Yorumları #1 | Sarah Jio - Böğürtlen Kışı


Kitap okumayı çok sevdiğimi söylemiştim.

Böğürtlen Kışı çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Genel olarak bahsetmek gerekirse, gazeteci Claire'in başından geçenleri anlatıyor. Hayatında sorunlar yaşayan Claire, editörünün verdiği makale göreviyle başka bir kadının -Vera'nın- geçmişini araştırırken buluyor kendini. Bir yandan da kendini buluyor, sorguluyor bu hikayede.

Okuması oldukça güzel bir kitap, çok çabuk okunuyor. Kusurları var, evet. Bu kadar tesadüfün bir araya gelmesi sizi şaşırtıyor, normal hayatta mümkün değil dedirtiyor. Ancak ben pek umursamadım. 

Hikaye çok güzeldi, bütün kusurların önüne geçti benim için.

Kitap okumak istiyorum ama kafamı çok yormasın, beni şaşırtsın ve mutlu etsin diyorsanız bu kitabı tavsiye ederim. Size pek bir şey katmaz belki ama okuması bile keyif verir :)

Keyifli okumalar dilerim,

Ruby Sue
*kitap yanımda olmadığı için, fotoğraf alıntıdır.

3 Şubat 2014 Pazartesi

Edebiyat karın doyurmaz, çay içirir...

Doğru söze ne denir...

*fotoğraf alıntıdır.


Posted via Blogaway