9 Nisan 2015 Perşembe

Kitap Yorumları #5 | Kürşat Başar - Yaz



"Sanki yıllar öncesindeki o sabah, onu gördüğüm, tanıdığım o ilkyaz günü zamanın akışına kapılıp gitmedi de, hep benimle kaldı..."

Seneler önce, Kürşat Başar'ın Başucumda Müzik kitabını okumuş, öyle beğenmiş ki hiç yapmadığım şeyi yapıp bir kez daha okumuştum. Çok kitap okudum ama en çok etkilendiğim kitaplardan biri oydu ve kitap tavsiyesi isteyenlere önerdiğim ilk kitaptı.

Yine bir Kürşat Başar kitabı... Kitabı okumaya başladığım anda beni vurucu bir sonun beklediğini biliyordum. Üslubunu öylesine özlemişim ki, yavaş yavaş okudum, sindire sindire... Güzel bir kitap mıydı? Kesinlikle. Ancak öncesinde benim gibi Başucumda Müzik'i okumuşsanız ister istemez hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Eğer okuyacağınız ilk Kürşat Başar kitabı Yaz ise, beğeneceğinize eminim.

Altını çizdiğim çok yer oldu. Etkilendiğim, kendimi bulduğum, işte bu! dediğim. Ama en güzeli şu satırlardı,

"Her kitap benim evim gibi oldu.

İçine girip yaşayabildiğim, sanki orada insanları tanıyormuş gibi dostluk kurabildiğim, birlikte onların hayatlarını, hüzünlerini, sevinçlerini, korkularını paylaştığım ve belki de asıl önemlisi, kendimi unuttuğum ve hep güvende hissettiğim evim gibi...

Kitap bittiğinde o insanlar gitse de, istediğim zaman yeniden elime alıp okuyunca geri geldiler. Hiçbiri kendiliğinden beni bırakıp bir yere gitmedi. Kitabın sonunda ölseler de yeniden başlayınca canlanıverdiler.

Kitapları neden bu kadar sevdiğimi anladınız mı?"


Hiç yorum yok: